Toplumun temeli olan aile yapısının içindeki şiddet unsurları gün geçtikçe artıyor. Başta aile içi şiddet olmak üzere bu olumsuz durumun temelinde neler yatıyor? Yazımızda sizler için cevapladık.
Şiddet, bireye diğer bir kişi veya topluluk tarafından uygulanan, psikolojik veya fiziki olarak zarar görmesiyle sonuçlanan maddi ve manevi zorbalıklar bütünüdür. Ayrıca psikiyatrinin ve toplumların en önemli konusu olarak üstünde çalışılan bir durumdur. Yaşadığımız toplumunda da ciddi bir sorun olarak öne çıkan şiddet türleri, sadece fiziki değil aynı zamanda psikolojik (sözlü) olarak da uygulanabilir. Şiddetin sebeplerini araştırmak için toplumların öncelikle geçmişlerinden günümüze kadar gelen sosyal şiddet nüvelerini araştırmaları gerekir. Toplumda vuku bulan ve artık gelenekleşmiş bazı şiddet ögeleri maalesef son aşamada topumun en küçük birimi olan ailede yansımalarını gösterir.
Aile içi şiddet, aynı hanede yaşayan kişilerin veya aynı evde olmaksızın aile bağı olan kişilerin birbirlerine yaptığı sözlü veya fiziki saldırgan davranışlardır. Uygulanan olumsuz davranışların aile içi kategorisinde tutulması için şiddet uygulayanla mağdurun aynı evde olmasına gerek yoktur. Bu kapsama, nişanlı veya boşanmış ayrı evlerde yaşayan kişiler de dahildir.
Aile İçi Sözlü Psikolojik Şiddet Türleri
Aile İçi Fiziksel Şiddet Türleri
Aile bir toplumun yansıması olan çekirdek bir yapıdır. Yaşanan şiddetin nedenlerinin çoğu ise topluma ayna tutarak bulunabilir. Kendi toplumumuz yani Türkiye’de aile içi şiddetin nedenleri nelerdir? Sorusunun cevabında %90 sosyal nedenlerin yattığı görülür. Geçmişten gelen ataerkil toplum yapısının bir sonucu olarak da şiddetin mağduru çoğu zaman ne yazık ki kadınlar ve çocuklar olarak öne çıkar. Bunun yanı sıra ailede görülen şiddet unsurlarının altında kişilerin; biyolojik ve psikolojik bir takım olumsuz durumları da sebep olabilir.
Sosyal Nedenler
Biyolojik Nedenler
Psikolojik Nedenler
Aile içinde yaşanan şiddet olaylarında en fazla çocuklar olumsuz olarak etkilenirler. Çocuklar zihinsel beyin gelişimi olarak şiddet olaylarıyla baş edebilecek düzeyde değillerdir. Küçük yaşlarında ebeveynler arasında yaşanan şiddet olaylarına maruz kalan çocuklarda travmatik bir durum gözlemlenebilir. Bu travma tedavi edilmediği takdirde ise ileri yaşlarında sağlıklı ilişkiler kurmasına engel teşkil edebilir. Şiddete şahit olan çocuk:
Bu tepkileri veren çocuklara sadece telkin ve konuşma yetmeyebilir. Bu tarz durumlarda yanı sıra profesyonel destek alması da gerekebilir.
Şüphesiz toplumların aile içi şiddetin önlenmesi için çeşitli çalışmalar yapması gerekir. Çalışmalar sonucunda ise alınacak önlemlerin hayata geçirilmesi önemlidir. Buradan hareketle sosyal hayatta toplumdaki tüm bireylere iş düşer. Yapılması gerekenler ise şu şekilde sıralanabilir:
Dilerseniz bu konu ile ilgili videomuzu izleyebilirsiniz.